24 Ağustos 2009 Pazartesi

Ben bu noktanın...

Gecelerin içinde bir yürek ürkekliğinde seni aramak ve sessiz kalışlarına ait, pek dolu geçirdiğin bu zaman aralıklarında yeni kitabımın adını çoktan verdim bile. İki yüzlü bir kedinin tırnaklarını çıkarmadan önceki son gülümsemelerindeyim. Çıplaklığım ile çıplaklığını örtmek istemiyorum. Bugün birçok eski ile karşılaştım. Mutlu olmuşsun, görünce sevindim. Geriye gittim, çok eskiye..."İyi ki" dedim "İyi ki..." bunca zaman sonra gerisini yazmayacağım ama içim biliyor gene de... Ardından devr-i alem başladı. Adıma ithaf edilmiş şarkılardan, başucumda çalınan saksafona, gittiğim yerlere gelen çiçeklerden, dolunay kuşatmalarına, dikenli güllere ve tabii ki söylendiği zaman söylendiğinin farkında olunmayan(!) yalanlara... Hala iyi niyetimden birşey kaybetmedim ama giderek daha da zeki bir kadın oldum. Sadece hala yüzleştirmiyorum kimseyi kimseyle. Bu gece zamana aşık bir kadın olarak oturdum bir kere daha düşündüm, hayatımdan çıkarmak istediğim birşey yaşadım mı 35 senelik yolda diye ne yalan söyleyeyim bulamadım. Her şey bıraktığım noktada bıraktığım kadar kıymetli sadece benimle beraber yürüdüklerini farketmiyorlar. Ben de söylenmemiş sözler, sevişilmemiş günler ve aklımı içinde bıraktığım geceler var. Tıpkı herkesin yüzünden ağlamak ve bunu genele yaymak kadar bana ait olan bir AŞK var.

İşte tam da bu sebeple" ben bu noktanın..."

Vakti dolup da ağladığımızda, gözlerime bakıp son sıcaklığında geçen zamanın,
"sen bu şarkısın benim için" demişti seneler önce biri.
Evet bu gece kendimi yeniden dinlediğim bir şarkı sözüyüm ben ve dinlemekten bıkmayacağım tek şarkı sözüyüm ben...

Şarkının sözleri şöyleydi: (Zülfü Livaneli'ye aittir, Yavuz Bingöl'den dinlenir benim için)

Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir akşam üstü
Umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
Sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü

Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

Bir orman bir gece kar altındayken
Çocuksu, uçarı koşmak seninle
Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
Sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti

Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

Bir kenti böylece bırakıp gitmek
İçinde bin kaygı, binbir soruyla
Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu

Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

.................................................................

aeveri 01:47/ 24 Ağustos 2009